İstanbul'daki açıkhava sinemaları
Merhaba sevgili okurlarım! Arayı biraz açtık, farkındayım... Geçtiğimiz hafta maalesef biraz rahatsızlandım ve bundan dolayı yazamadım. Fakat blogumu açtığımdan beri yazmayı planladığım bu yazımı artık yazmanın zamanı gelmişti...Hazırsanız ailenizin sinefili size iyi seyirler dilerrr...
Yazın gelmesiyle birlikle İstanbul'da birçok mekânda açıkhava sinemaları kurulmaya başlandı. Bomontiada, Dekk, Fişekhane, Akmerkez, Küçükçiftlikpark, Feriye, Zorlu, Bulvar 216 bunlardan bazıları. Ben 4 farklı açıkhava sinemasını deneyimleme fırsatı buldum. Şimdi onları sizlerle paylaşacağım. Başlamadan önce bir not düşeyim: Bundan önce yazdığım yazılarımı okuduysanız eğer orada da inatla her şeyi kendime göre değerlendireceğimden bahsetmiştim. Bu sefer de böyle olacak...Tamamen kendi deneyim ve zevklerime göre yorumluyorum. Sinemaları kronolojik olarak sıraladım. Yani ilk gittiğimden son gittiğime doğru. O yüzden ilk gittiğimiz yer olan bulvar 216 ile başlayalım.
Bulvar 216
Maalesef ilk gittiğim açıkhava sineması gittiklerimin arasında en vasat olanıydı. Bilmeyenler için AVM konum olarak Ataşehir'de Barbaros Mahallesinde kalıyor. Eğer arabanız varsa ya da o civarlarda yaşıyorsanız beğeneceğiniz bir konum olabilir ama ben hem Ataşehir'i sevmiyorum hem de AVM'nin konumu benim için toplu ulaşımla rahatça ulaşabileceğim bir yerde değildi. Sinemada izlediğimiz film ise David Fincher'ın Mulholland Drive'ıydı. Bence açıkhava sineması için oldukça yanlış bir film tercih oldu... Film oldukça kafa karıştırıcı ve yorucuydu. Ben açıkhava sinemasının ruhuna daha çok "heartwarming" diye tabir edebileceğimiz filmleri yakıştırıyorum. Bahsettiğim mekanların çoğu açıkhava sineması için bir gösterim programını önceden yayınlıyor. Film seçerken bu aklınızda bulunsun.. Olabildiğince sıcak, iyi hissettirecek, izlemesi kolay filmleri seçmenizi öneririm.
Asıl problem ise, AVM' nin film gösterimi yapmak için uygun bir alanı yoktu ve cafelerin olduğu yerin ön kısmına bir beyaz perde koymuşlardı. Cafelerde oturan tüm insanların sesleri, uğultuları sizi rahatsız ediyordu. Son olarak fiyat konusuna gelirsek bilet ücreti 250 tl idi gittiğimiz 4 film arasında en uygun fiyatlısıydı. Fakat tüm bunlar ışında değindirirsem gerçekte "bu açıkhava işinde fena para varmış biz de yapalım" gibi bir motivasyonla yapılmış olduğu çok belliydi. Perdenin şekli, büyüklüğü, ışıklandırma, seslendirme konusunda oldukça büyük bir acemilik ve savsaklama vardı. Yani uzun lafın kısası ben bir daha gitmem, sizin de gitmenizi tavsiye etmem.
Akmerkez
İlk deneyimimiz ne kadar kötüyse Akmerkez bir o kadar iyiydi. Akmerkez açıkhava sineması, gittiğimiz açıkhava sinemaları arasındaki en iyisiydi. Film gösterimi için ayrılan alan çok güzeldi. Perdenin büyüklüğü, seslendirme, ışıklandırma konusunda cidden çok başarılılardı. Buradaki film seçimimiz olan "Mamma Mia" ise tam bir açıkhava sineması filmiydi. Yani tüm bunlarla gerçekten oldukça lezzetli bir deneyimdi. Akmerkez ile ilgili söyleyebileceğim tek şey ücret konusu. Normal geçiş ücreti 450 tl idi, ön alımda bilet ücreti 400'e düşüyor, Akmerkez uygulamasını indirdiğinizde ise size tanımladığı %20 indirim kupunu ile ücret 360 tl' ye düşüyordu. Bu haliyle bile gittiklerimiz arasında en pahalısıydı. Ayrıca fişekhanede bize ücretsiz olarak verilen, Bulvar 216 'nın da hiç şaşırtmayan bir biçimde akıl edemedikleri şal dahi ücretliydi. Açıkçası ben bu "yolabildiğimiz kadar yolalım" olayını hiç sevmesem de Akmerkez'i mutlaka bir kez denemenizi öneririm.
Fişekhane
Fişekhane ise Akmerkez kadar başarılı olmasa da hiç fena değildi. Film için ayrılan alan Akmerkez kadar büyük olmasa da oldukça yeterliydi. Buradaki perde, ışık, seslendirme de gayet başarılıydı. Burada tercih ettiğimiz film ise izlediğimiz filmler arasındaki en iyi filmdi fakat "tam bir açıkhava sineması filmi" miydi emin değilim. Burada izlediğimiz film, Cloud Atlas idi. Her şeyden bağımsız bu muhteşem filmi nerede olursa olsun mutlaka izleyin. Fişekhane bize Akmerkezin ücretli dağıttığı şalları ücretsiz verdi, herkesin koltuğunda bir adet vardı. Ayrıca bir popcorn/içeçek tezgahı da vardı. Burada beni en çok sevindiren şey ise bergamotlu çaylarının olmasıydı. Ücret konusunda ise bilet ücreti 350 tl idi. Bence açıkhava sinemaları ortalamasında kalıyor. Toparlayacak olursam Fişekhane Akmerkez kadar başarılı olmasa da onun bir tık altında kalıyor. Fişekhaneyi de öneriyorum.
Küçükçiftlikpark
Küçükçiftlikpark da gittiğimiz mekanlardan bir diğeriydi. Konum olarak şehrin merkezine yakın olması büyük bir artıydı. Fakat burada da bazı küçük aksaklıklar yaşandı. Perde oldukça büyük ve netti, ama açık hava sineması için biraz daha sessiz bir ortam olabilirdi. Zira arka planda çalan müzik ve etraftan gelen sesler, izlediğimiz film için gerekli olan atmosferi yaratmaya biraz engel oldu. Fakat Küçükçiftlikpark, atmosferin rahatlığı ve doğal ortamıyla şehre kısa bir kaçamak gibi oldu. Film seçimimiz Only Lovers Left Alive idi. Bu film, atmosferiyle tam bir açık hava sineması filmi olmasa da, özellikle film müzikleri ve görsel açıdan oldukça etkileyiciydi. Zaten Jim Jarmusch’un tarzını sevenler için bu film, her koşulda bir keyifti. Bilet ücreti 350 TL idi. ve bu fiyat da sinemanın konforu göz önüne alındığında makul sayılabilir. Küçükçiftlikpark’a da kesinlikle bir şans vermenizi öneririm, özellikle yaz akşamlarında rahatça film izlemek isteyenler için ideal bir mekan.
Yorumlar
Yorum Gönder