Bitişler ve başlangıçlar
Günaydın sevgili okurlarım. Bu sabah, blogumu açtığım ve yazmaya başladığım laptopuma veda ediyorum. Çünkü bugün işteki son günüm. Henüz okulumu bitirmediğim için İstanbul Hukuk’a, yani okulumun yoluna geri dönmem gerekiyor. Ciner Group’ta geçirdiğim iki ayın bugün sonu… Size demiştim, blogumu planlı bir şekilde yazmıyorum; tamamen o anki ruh halime ve duruma göre, spontane bir şekilde şekillendiriyorum yazılarımı. Bu sabah işe gelirken telefonumu açtığımda, telefonum bana şunu söyledi: "Tam bir yıl önce şu an oturduğun eve taşınmışsın." Vay be, bir yıl... Bundan tam bir yıl önce yeni bir başlangıç yapmışım, bugün ise yeni bir bitiş yaşıyorum. "Bitiş" kelimesi kulağınıza tırmalayıcı gelmiş olabilir, değil mi? Sanki yanlışlıkla yazmışım gibi… Ama hayır, bilerek yazdım. Çünkü bitişler de başlangıçlar gibi birbirlerine bağlıdır, hatta bir nevi aynı şeyler diyebilir miyiz? Her bitiş, bir başlangıç değil midir? Yeni bir başlangıç yaparken hissettiğiniz o buruk, tuhaf his...